darren aronofsky'nin venedik film festivalinden en iyi film altın aslanı ile dönen filmi. kariyerinin son demlerini yaşayan bir güreşçiyi anlatan yapım sinema otoritelerince -kimse onlar- yönetmen ve başrolü mickey rourke için iyi bir geri dönüş olarak nitelendirilmiş. mickey rourke sarı uzun saçları kas torbası hali gayet itici duruyor. fakat filmi izlemeden yorum yapmayalım.
fazla duygusala bağlamış film. hani o dövüş sahnelerinde "nihaa, yürü be koçum!" deseniz de; sol gösterip sağ vuruyor wrestler. duygusal bir kroşe çakıyor. ama bu güreşçilik ve duygusallık çok sığ duran bi ikili ya. tam yedirilememiş birbirine. duygusallık zeytinyağı gibi, güreşçinin üstüne çıkmış. olmamış.
izlemeden önce hakkında birçok tenkit duymama rağmen, izlediğimde bir şekilde kendimden bir parça bulduğum ve etkilendiğim film. bilmem bu etki sebebiyle midir, film bana oldukça güzel geldi. hayatın farklı yönlerini aynı karede vermeyi başarabilmesi ve karakterlerin hayatlarındaki dalgalanmalar pek sığ denilemeyecek bir derinlik gerektiriyordu ve bence o derinlik filmde mevcuttu.
filmin karakterleri ekseriyetle arkadan ve omuz hizasından takip eden kamera açıları bazen garip dursa da, izleyiciyi hikayeye dahil etmekte etkiliydi.
mickey rourke'a gelince, rolünde fazlasıyla inandırıcıydı; keza diğer oyuncular da öyle.
netice itibariyle başarılı bulduğum hoş bir filmdi.
sağlam film. yani izlemeden önce orda burda klişemiş vs. diye yorumlar okudum. olara burdan yemişim klişenizi diyorum.
oyunculuk olarakta, işleyiş olarakta, müzikleri ile de, çekim olarakta sağlam filmdir.
- randy; "The only place I get hurt is out there. the world don't give a shit about me."
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.